13 Mayıs 2015 Çarşamba

Kitap Yorumu : Carol Rifka Brunt - Kurtlara Söyle Eve Döndüm


  Heey *-* Allahımm günlerdir abimin ödevi için İktisat Nedir ? adlı bi kitabın özetini çıkarmak için uğraşıyorum. Önümüzdeki 25 yıl iktisat, ekonomi, mal-para terimlerini duymak dahi istemiyorum :D ne kitap okuyabildim ne bi şey yapabildim T-T Ve bu ödevden önce okuduğum ve hazmetmek için zaman gerektiren bi kitabın yorumunu girmek istedim. Öncelikle kitabın kapağına bayıldım. İçeriğiyle ise aşk yaşıyorum. Saf aşkın, kardeşliğin, dostluğun ortak bir şeyler paylaşmanın çok güzel anlatıldığı bir kitaptı. 

  Kitap June Elbus'un dayışı Finn'e olan hisleri, onunla vakit geçirmek istemesi ve bu sebeple ablası Greta'yla eskisi gibi olmaması üzerine kurulu. Bu kitabın bana fark ettirdiği en büyük gerçek insanın insana aşkın mükemmelleştirdiği bi insanın aslında o kadar mükemmel olmadığıdır. June'un dayısı hakkında bildiği ve dayısının ona öğrettiği mükemmel şeylerin aslında dayısının da başka insanlardan -annesinden veya dayısının erkek arkadaşından- öğrendiği gerçeğiyle yüzleşmesi çok güzel yansıtılmış. Aşkın insanı kıskançlığa sürüklediği, böylece bencilleştirdiğini bir kez daha anlamış oldum. Ama anlatılan aşk o kadar saf ve temizdi ki etkilenmemek elde değildi. Yazarın dili de yalındı kitap öyle akıp gidiyodu yani.

  Evet kitap eşcinsel temalı bir kitap fakat homofobik bir insanın bile rahatsız olacağı türden bi şey değildi bu kitap. Öyle aman aman bi eşcinsellik yok anlatmaya çalıştığım. Arla planda. Ama kitap çok iyi. Bambaşka. Okumak için sadece duygularınız ve gözleriniz yetecektir ^-^ Okuyup da beğenmeyen bi insana rastlamadım ben henüz. Okuyun, okutun.

  Puanım tabii ki 5/5.
  
-&

22 Nisan 2015 Çarşamba

Etkinlik : Kitap Tag


Yorum Cadısı'nın yapmak isteyen herkesi davet ettiği bu etkinliği yapmak istedim çünkü çok hoş ^-^ Herkesi düşündüğü için teşekkür ediyorum ve ben de başta gören ve yapmak isteyen herkesi etiketliyorum zaten henüz çok yeni olduğum için de isim isim verebileceğim bir blog çevrem yok *-* Soruları cevaplamaya geçeyim :)


1- Kitap okumak için evde belli bir yerin var mı ?

Buna cevabım yatağım olacak genelde yatmadan önce kitap okuduğum için yatağımda okumayı seviyorum. Tabi gündüz okuduğumda oturma odasında koltukta da okuyorum ama genellikle yatağımda okurum. *-*

2-Ayraç mı yoksa rastgele bir kağıt parçası mı ?

Bu soruda yorum cadısının cevabına çok güldüm çünkü ben de acil bi şey olduğunda elimde o an ne varsa sıkıştırıveriyorum :D Ama tabi ki ayraç ^-^

3-Kitap okumayı belirli bir zamanda mı durdurursun yoksa belirli bir bölümde ya da bölüm başında mı durdurursun ?

Bu benim takıntım gibi bi şey. Çok acil bi şey olmadığı sürece bölüm başlarında durdurmaya dikkat ediyorum.

4-Okurken yemek yemek mi bir şeyler içmek mi ?

Bir şeyler içmek. Ice tea favorim *-*

5-Kitap okurken televizyon seyretmek mi müzik dinlemek mi ?

Öğrenci evinde kalıyorum ve televizyonumuz yok t-t Önceden müzik dinleyerek kitap okumayı severdim ama şimdilerde hiçbi ses olmadan okumayı daha çok seviyorum daha iyi odaklanıyorum hiçbi şeyi kaçırmamış oluyorum. ^-^

6-Tek seferde bir kitap mı yoksa birden fazla kitap mı ?

Bi kitap beni ölümüne sıksa da ona ihanet etmem yarı yolda bırakmam :D

7- Okurken evde mi yoksa her yerde mi okumayı tercih edersin ?

Her ne kadar otobüste falan da okusam da evde okumanın yeri bambaşka :)

8-Kitabın, kafanın içinde yüksek sesle okunması mı yoksa sessizce okunması mı ?

O ne öyle deli gibi :D Sessizce okurum genelde. Ama kafam başka yerlere giderse dikkatimi dağıtacak bi şey varsa etrafımda içimde bağıra çağıra okurum :D

9- Önündeki sayfaları okur musun yoksa sayfaları atlar mısın ?

Teşekkür bölümü de dahil her sayfasını okurum kitabın.

10-Ciltli kitap mı karton kitap mı ?

Fark etmez. İkisinin de kendine özgü cazibesi var benim gözümde.

11-Kitap yazıyor musun ?

Hayır. O düzeye gelebilmek için çoook kitap okumam gerek daha ve okunacak yüzlerce binlerce kitap var *-*


-&

10 Nisan 2015 Cuma

Kİtap Yorumu : Andy Weir - Marslı

"O dünyanın en ünlü adamı. Sorun şu ki dünyada değil! "

Kitap:Marslı
Yazar:Andy Weir
Yayınevi:İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı:416
Tür:Bilimkurgu
Puan:4/5
Goodreads okurlarına göre 2014'ün En İyİ Bilimkurgu Romanı! Altı gün önce, Mark Watney Mars'a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi ise, orada ölmesi neredeyse kesin.
"Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki, eğlenceli ve gerilim dolu. Marslı, bir romandan isteyebileceğiniz her şeye sahip."-Hugh Howey, Wool serisinin yazarı-
"Sürükleyici… Defoe'nun Robinson Crusoe'su sanki daha zeki biri tarafından yazılmış gibi."-Larry Niven, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü Halka Dünya romanının yazarı-
"Bu kitap tam da benim gibi okuyucuların seveceği türden."-John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin Hugo ve Locus ödüllü yazarı-
  Heey ^-^ Şükürler olsun sonunda vizeler bitti. Nasıl mutluyum nasıl mutluyum *-* Allahım kitap okumak isteyip okuyamamak ne kötü duygu öyle T_T Tüm haftanın acısı öyle bi çıktı ki saatlerdir uyuyorum *-* Marslı da vizelerden önce okuduğum son kitap olduğu için yorumunu yapmak istedimm.

  Şimdi kitabı zaten belki de hepiniz okumuş olabilirsiniz -zira son kişi ben olabilirim- çünkü kitap inanılmaz ilgi gördü inanılmaz beğenildi ki beğenilmeyecek bi kitap da değildi. Kapak HA-Rİ-KA. Bi kere turuncu. Kitabın kapak tasarımının harika olduğunu bi kenara koyalım o doku ne öyle ? Anlatılmaz dokunulur diyelim :D 

  Kitabın konusundan bahsetmeyi pek sevmesem de kısaca Mark Watney adında NASA'da çalışan bi astronotun 5 astronotla daha Ares 3 kapsamında deney vs yapmak için Mars'a gider. Hesaba katılmayan bi aksaklık yüzünden geri dönmek zorunda kalırlar ama Marksız. İşte olaylar tam da burda başlar. Çünkü herkes onu öldü biliyor. -ne kadar hoş- Kitapta Mark'ın nasıl hayatta kaldığını ve nasıl hayatını devam ettirmeye çalıştığını görüyoruz. 

  Mark için ayrı bi paragraf açmazsam ayıp olurdu *-* İnanılmaz zekiliğine değinmeme gerek yoktur heralde -hadi ama kim Marsta aylarca kalabilir ?- Azimli ve kendine güveni oldukça fazla bi karakter ve adam müthiş komik. Yani gerçekten komik. Şöyle bi alıntı yapayım da netleşsin :

" [12:04] JPL: Ayrıca, lütfen diline sahip çık. Yazdığın her şey, tüm dünyada canlı olarak yayınlanıyor.  [12,15] Watney: Bakın! Memelere bakın! --> (.Y.) "

Ama şöyle bi şey var ki kitapta teknik bilgi ve bilimsel açıklama çok fazla idi. Birazcık sıkabiliyo bu sizi sonralarda ve okumanızı yavaşlatabilir bende olduğu gibi. Bu yüzden de kitaptan 1 puan kırdım. 

  Yılın sonlarında film olarak da bizlere sunulacak. Kitaptan aldığım zevki filmde de alacağımı unarak son vereyim *-* Kendinize çook iyi bakın ^-^

Puanım: 4/5

-&

27 Mart 2015 Cuma

Yorum: Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

     


Tür: Aşk, Klasik, Türk Edebiyatı
Goodreads Puanı: 4,54
Orijinal Adı: -
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Çeviri: -
Basım Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 164
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum 'Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."

Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.

Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor

  Kitabı okur okumaz okumayı bu kadar ertelediğim için kendime sövdüğüm zamanları atlatıp kendimi bilgisayarın başında buldum. Uzun zamandır bu kadar etkilendiğim bi hikaye hatırlamıyorum ! Aman Allahım BA-YIL-DIM.

  Kitapta karakter tasviri olsun olayların anlatılışı olsun çok iyiydi. Dilde sadeleşmeye gidilmemesi yazara gösterilen bir saygı niteliğiydi. Başlarda bu durumun benim için zor olacağını düşünsem de -tabi ki bi Aşk-ı Memnu kadar değil, olamaz- sonradan olaylarla birlikte dil de akıp gitti.

   Konu olarak hepimizin sokakta gördüğü sıradan bi insanın aslında içinde ne fırtınalar kopabileceğini bize sunan mükemmel bir aşk örneğiydi kitap benim için. İlk 50 sayfa olaya geçiş kısmı olduğu için biraz sıktı gibi beni ama olaya geçmeden önce o kısım bile dikkatimi çekmişti açıkçası.

  Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasını göz önünde bulundurursak hafızamda müthiş yer edindi. Gerçekten duyguların anlatımı çok yoğun ve etkileyiciydi. Kitabın sonunda gözlerimin dolduğunu kabullenmeliyim. -tamam biraz ağlamış olabilirim-

  Daha da ne desem kitap hakkında bilmiyorum. Hala okumayan varsa, gidip alıp okuyun ! Net.

Puanım: 5/5

24 Mart 2015 Salı

Bursa Kitap Fuarı ve Fuardan Aldıklarım *-*

Öncelikle bu benim ilk fuar deneyimimdi *-* Ben çok sevdim her tarafta kitap okuyan insanların olduğu bi yeri. -Kitap okumayıp okuyanların yanında mecburiyetten gelen insanlara selam olsun :D- Zaten buram buram kitap kokan bi yeri sevmemek mümkün mü ^-^ Esasında uzun zamandır fuar için para biriktirmekteydim fakat bi şeyler bi şeyler olunca maalesef istediğim kitapların sadece küçük bi kısmını alabildim t-t E hal böyle olunca gittiğimde kitap almadan duramadığım için sadece 3 gün gidebildim.


Aldığım kitapların toplu fotoğrafı bu şekilde. Toplamda 13 kitap almışım. 

Bu güzellikleri sevgili Eren'in tavsiyesi üzerine aldım. Zaten Kurtlara Söyle Eve Döndüm'ü okuması için herkesin üzerinde baskı kurmuş durumda, okumadan ölürsek ayıp valla *-* Martının bütün kitapları da 10'ar lira biliyosunuz *-* Kaçmazdı

Bir diğer Martı alışverişim Grisha üçlemesi oldu. Uzun zamandır çok merak ettiğim bi seriydi ve 10'ar liradan kaptım hemen *-* Kitap kokusuna bayılıyorum -bence de ne alaka !-

Daha sonra Dex standına uğradım. Alınacak birsürü kitap vardı -duygusal bi fon müziği eşliğinde Allahım nasıl dayanıcam naraları- fakat alamadım t-t Başlat ise istediğim bir kitaptı ve 4 liraya görünce aldımm *-* Şimşek Hırsızı ise sevdiğim birinden hediyeydi ^-^ 

Arkadyaya kuzenim kitap istediği için uğradım ve benim başım kel mi diyerek kendime de tanesi 11 liradan iki kitap aldım *-* Okuyanlarının beğendiği kitaplardı ve ben de bi denemek istedim açıkçası.

Küçük Prens hem bi sınıf öğretmeni adayı olarak hem de alakasız bi şekilde okumak istediğim bi kitaptı :D Can Çocuk yayınlarında 4 buçuğa görünce de aldım *-* bence çok sevimli *-* Kürk Mantolu Madonna'yı da bi süredir almak istiyodum kısmet fuaraymış :D 8 buçuğa aldım yanlış hatırlamıyosam *-*
Abime bana kitap aalll yakarışlarım sonucunda bunları aldı :D İskender Pala'nın daha önce Katre-i Matem kitabına başlamış fakat yarım bırakmıştım. İnşallah tekrar okuyup tamamlayacağım onu da *-* Şah ve Sultan okumak istediğim bi kitaptı zaten Babil'de Ölüm İstanbulda Aşk'ı da beğeneceğimi düşünüyorum. 


Böyle işte. Hepsini bi an önce okumak istiyorum *-*

-&

22 Mart 2015 Pazar

Ben buralarda yeniyim galiba *-*

  Evet. Saat gecenin dördü ve ben Sıla'nın 'Blog açın!' kamu spotunu geçtiği vloğundan beri gün yüzüne çıkan blog açma fikrimi düşünüyorum ve sonuç olarak burdayım. Kendimi tanıtacak olursam ben Esra, 18 yaşındayım, Uludağ Üniversitesi'nde okuyan bir sınıf öğretmeni adayıyım lakin bunun için bile fazlaca minyonum *-* ve evet yürüyen merdivenin sol tarafında durup yolu tıkayan kişi benim ^-^ görüldüğü gibi kendimle karışık biriyim, algıda seçemeyicilik de mevcut *-*

  Kitaplara gelecek olursak çook uzun zamandır kitap okumamamla beraber kitapsız yaşamanın sağır, dilsiz, kör yaşamak olduğunun farkına birazcık geç varan biriyim. çoğunlukla fantastik kitap okumayı sevsem de içinde hayal gücü barındıran ve bana hayatımda yön verme konusunda yardım edeceğini ve hoşlanacağımı düşündüğüm her kitabı okurum. Tabi gökten inmiyo bu hoşlanacağımızı bilme olayı *-* blogger ve vlogger ihtiyacı tam da burda ortaya çıkmakta. Elimden geldiğince  okuduğum kitaplar hakkında bilgilendirme yapacağım. Son olarak özellikle yüksek fiyatlı yayınlara binayen 'Mümkün olsaydı toprağın her karışına buğday eker gibi kitap ekmek isterdim' diyorum. -konu kitapları anlatmak olunca ciddileştim mi ne- *-*